-->

Alanındaki En Etkili 10 İnsan

Reklam

Bulunduğu alanlarda devrim niteliğinde iş yapan en etkili 10 insanı sıraladık.

10) Siyaset Kuramı - Niccolò Machiavelli


Niccolò di Bernardo dei Machiavelli, tarih ve politika biliminin kurucusu sayılan Floransalı düşünür, devlet adamı, askerî stratejist, şair ve oyun yazarı. İtalyan Rönesans hareketinin en önemli figürlerindendir. Machiavelli, insanların nasıl yaşadıklarını ve liderlere nasıl hükmetmeleri gerektiğini ve hatta kendilerinin nasıl yaşaması gerektiğini anlatmaya çalıştı.

En ünlü eseri Prens'te, politik yazın tarihinde ilk kez iktidarın alınışı ve korunması gibi bir sorunu dinsel ya da ahlaki kaygıları dikkate almaksızın kendinde bir amaç olarak inceledi. Tüm yaşamı boyunca İtalya'nın birliği ideali için mücadele verdi.

Fikirleri politik yazında olduğu gibi yaygın düşünüşte de giderek büsbütün olumsuz ve ilkesiz bir politik hırsın anlatımı olarak görüldü, "Makyavelizm" terimi bir düşünce sisteminden çok "amaç için her yolu mübah gören" politikacının tutumunu anlatan suçlayıcı bir sıfat haline geldi. Yine de Diderot, Rousseau, Fichte ve Hegel gibi büyük düşünürler Machiavelli düşüncesinin olumlu yönünü açığa çıkarmaya çalıştılar. Hegel'e göre "Machiavelli'nin gayesi, yani İtalya'nın bir devlet mertebesine çıkarılması, bu yazarın eserinde tiranlığın haklı gösterilmesinden ve muhteris bir despot için imal edilmiş altın yıldızlı bir aynadan başka bir şey görmeyen bütün görme özürlülerce anlaşılamadan kalmıştır." Hegel O'nun yöntemini şöyle özetler: "Kangren olmuş uzuvlar lavanta suyuyla iyileştirilemez." İtalyan komünist filozof Antonio Gramsci ise O'nu "erken gelmiş Jakoben" olarak tanımlar.

9) Ressam - Rembrandt


Rembrandt Harmenszoon van Rijn, Hollandalı ressam ve baskı ustası. Avrupa ve Hollanda sanat tarihinin en önemli ressamlarından biridir. Hollanda'nın ticaret, bilim ve sanatta atılım yaptığı Hollanda Altın Çağında yaşamıştır. "Işığın ve gölgelerin ressamı" olarak da anılır.

Bir portre ressamı olarak gençlik başarısı elde eden, daha sonraki yılları kişisel trajedi ve finansal sıkıntıları ile geçirdi. Oysa gravürleri ve resimleri, yaşamı boyunca popülerdi, sanatçı olarak şöhreti yüksek kaldı ve yirmi yıl boyunca neredeyse her önemli Hollandalı ressamı yetiştirdi. Rembrandt'ın en büyük yaratıcı zaferleri, özellikle çağdaşlarının portrelerinde, kendi portrelerinde ve İncil'den sahnelerin resimlerinde örneklenmiştir. Kendi portreleri, sanatçının kendini kibirsiz ve azami samimiyetle araştırdığı benzersiz ve samimi bir biyografi oluşturur. Hem resim hem de baskı yaparken, klasik ikonografinin tam bir bilgisini sergiledi.

8) Mantıkçı - Bertrand Russell


Bertrand Arthur William Russell, Britanyalı filozof, matematikçi, tarihçi ve toplum eleştirmeni.

Hayatının çeşitli dönemlerinde kendisini liberal, sosyalist ve pasifist olarak tanıtmış, ayrıca hiçbirine derinden bağlı olmadığını itiraf etmiştir. Monmouthshire’de İngiltere’nin önde gelen aristokrat ailelerinden birinin ferdi olarak dünyaya gelmiştir.

Russell 1900'lerin başında İngilizlerin “idealizme karşı isyanı” na öncülük etmiştir. Gottlob Frege ve Ludwig Wittgenstein ile birlikte analitik felsefenin kurucusu kabul edilir. A. N. Whitehead ile birlikte Principia Mathematica adlı kitabı yayımlamıştır. (Newton'ın eseriyle karıştırılmamalıdır.) Felsefi denemesi "On Denoting" (İfade Üzerine) adlı eseri felsefinin paradigması olarak kabul görür. Aynı zamanda geniş bir çevrece 20. Yüzyılın önde gelen mantıkçılarından biri olarak kabul görür. Çalışmaları mantık, matematik, dilbilim, bilgisayar teknolojisi ve felsefeyi, özellikle de dil felsefesi, epistemoloji ve metafiziği önemli ölçüde etkilemiştir.

Russell önde gelen savaş karşıtlarındandır. Serbest ticareti ve emperyalizm karşıtlığını desteklemiştir ve barışsever tutumundan dolayı Birinci Dünya Savaşı sırasında hapishanede yatmıştır. Daha sonra Adolf Hitler’e karşı kampanyalar düzenlemiş, Stalinci totalitarizmi eleştirmiş, Vietnam Savaşı’ndaki tutumu nedeniyle Amerikan hükümetini suçlamıştır. Aynı zamanda nükleer silahsızlanmanın dobra savunucularındandır. Son eylemlerinden bir tanesi İsrail’in Orta Doğu’daki ülkelere karşı izlediği tutumu eleştirdiği bir bildiri yayımlamasıdır.

İnsan Haklarını ve düşünce özgürlüğünü savunduğu yazıları dolayısıyla 1950 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülmüştür.

7) İktisatçı - Adam Smith


Adam Smith, İskoç filozof ve politik iktisadın öncüsü idi. İskoç Aydınlanma'nın en önemli figürlerinden biri olan Smith, Ahlaki Duygular Teorisi'nin ve Doğa Zenginliklerinin Tabiatı ve Sebeplerine İlişkin Bir Soruşturmanın yazarıdır.

Ahlak felsefesi profesörü olması nedeniyle ekonomik açıklamalarında bu felsefe dalının etkileri yoğun görülür. Ekonomide ve doğal olaylarda bir düzen olduğunu ve bunun gözlem ve ahlâk hissi ile tespit edilebileceğini söyler.

Avrupa'daki sanayi ve ticari kalkınmanın yükselişini incelemek için yapılan girişimlerden biri olan Milletler Zenginlikleri, ekonominin modern akademik disiplininin öncüsü olmuştur. Bu ve diğer çalışmalarda, Smith, rasyonel kişisel çıkar ve rekabetin ekonomik refah ve iyiliğe nasıl yol açabileceğini açıkladı. Aynı zamanda serbest ticaret ve kapitalizm için bilinen en iyi entelektüel gerekçelerden birini sağladı ve daha sonra ekonomistlerin yazılarını etkiledi. Smith, modern ekonominin babası olarak adlandırılır.

6) Askeri Stratejist - Halîd bin Velîd


Halîd bin Velîd, Seyfullah (Allah'ın kılıcı) olarak da bilinen Arap komutan. Hudeybiye Antlaşması sonrasında Müslümanlığı seçene kadar Kureyşlilerin saflarında, sonrasında İslam devletinin emrinde savaşmıştır. Kureyşlilerin Uhud Savaşında yenilmemelerinde kilit rol oynamış, emrindeki süvarilere yaptırdığı manevra ile Müslümanların yenilmesini sağlamıştır. Müslüman olduktan sonra Bizans ve Sasanilere karşı zaferler kazanmıştır. Bunların en dikkat çekeni Yermük nehri kıyısında Bizans ordusunu bozguna uğrattığı savaştır. Katıldığı yüzü aşkın savaşta yenilgiye uğramamıştır. Halid bin Velid savaş kaybetmemiş nadir komutanlardandır.

İslami fetihleri ​​sırasında kullandıkları hemen hemen tüm taktiklerin öncüsü idi. Halid'in bu bağlamdaki en büyük başarılarından biri, Arap Bedevi savaşçılarının bireysel becerilerini daha büyük ölçüde kullanmaktı. Onları, Mubarizun (“şampiyonlar”) adı verilen neredeyse düşman subaylara kişisel zorluklar çıkaracak şekilde geliştirdiği düşünülüyor. Bunlar çok eğitimli ve yetenekli kılıç ustalarıydı.

Irak ve İran'ı üç yıl gibi kısa bir süre içerisinde İslam devletine bağlamıştır. Fetihleri Anadolu'da Kahramanmaraş'a kadar uzanmış ve şehri kuşatmıştır. 638 yılında Ömer bin Hattab tarafından ordu komutanlığından alınıp idari bir göreve verilmiştir. Bir yıl sonra bu görevden istifa etmiştir. 642 yılında savaş meydanında ölmediğine üzülerek yatağında eceliyle can vermiştir.

5) Avukat - Hugo Grotius


Hugo Grotius, doğal hukuk öğretisiyle ün kazanmış olan Hollandalı düşünür. Hukuk alanında, Descartes bilgi felsefesiyle modern düşünce açısından ne kadar önemliyse, o kadar önemli olan Grotius, Descartes'ın bilgi alanında gerçekleştirdiği şeyi, hukuk alanında yapmıştır. Başka bir deyişle, nasıl ki modern felsefenin kurucusu olan Descartes, kuşku yoluyla bilgiyi teolojik-skolastik tasalluttan kurtararak özneden yola çıktıysa, aynı şekilde Grotius da hukuku, Tanrı iradesi karşısında bağımsız ve nesnel bir kurum olarak öne sürmüştür.

Hugo Grotius'un ortaya attığı ve bugün de hâlen Uluslararası Hukuk alanında yürürlükte olan en önemli ilke "açık denizlerin serbestliği" ilkesidir.

Doğal hukuk kendisini gerçekleştirebilmek için reel bir güce, devlet gücüne muhtaçtır; dolayısıyla devleti kendisinden önce ve varoluşunun nedeni olan hukuku korumak ile yükümlüdür;devlet, hukukun koruyucusu ve garantisidir. Ona göre Machiavelli'nin tersine, hukuku yaratan devlet değil, devleti yaratan hukuktur.

Doğal yasa anlayışının ortaya çıkmasında en önemli sebep olan ahlâkî kuşkuculuğu çürütmek Hugo Grotius’un (1583-1645) da amacıydı. O, Savaş Etik Tarihindeki Temel “Doğal Yasa” Anlayışları ve Bu Anlayışlardaki Dînî Unsurlar ve Barışın Yasası Üzerine adlı eserinde uluslararası ilişkilerde, fazlasıyla varolan ahlâkî kuşkuculuğun giderilmesiyle ilgili görüşler ortaya koymuş,uluslararası barışı sağlamak için ahlâkî bir çerçeve sunmaya çalışmıştır. Grotius, kendinden öncekiler gibi, doğal yasanın, aklı kullanmakla keşfedilebilecek kurallar kümesi şeklindeki tanımını benimsemiştir. Bununla birlikte, onun anlayışında iyinin hakka önceliğinden, hakkın iyiye önceliğine geçilmiş görünmektedir.

4) Doktor - Râzî


Râzî ya da tam adıyla Ebû Bekir Muhammed bin Zekeriyyâ er-Râzî, Fars simyacı, kimyager, hekim ve filozof. Gençlik yıllarında edebiyat ve musiki ile ilgilenmiştir ve geçimini kuyumculuk yaparak sağlamıştır. Râzî doğduğu şehir olan Rey'de felsefe, matematik, doğa bilimleri ve astronomi eğitimi aldıktan sonra Bağdat ve başka İslam şehirlerinde öğrenimini tamamladı. Daha sonrasında da tıp öğrenimi gördü. Rey ve Bağdat hastanelerinde başhekim olarak çalışan Râzî'nin eserlerinin hemen hemen hepsi Latinceye çevrilmiştir. Tıp alanında yazdığı Hâvî adlı ansiklopedi 17. yüzyıl'a kadar alanında en önemli başvuru kaynağı olmuştur. Râzî'nin tıp bilimine yaptığı en önemli katkılardan biri de ilk defa kimyayı tıbbın hizmetine sunmuş olmasıdır.

Bir doktor olarak, deneysel tıbbın erken bir savunucusuydu ve çocuk doktorunun babası olarak kabul ediliyordu. Ayrıca beyin cerrahisi ve oftalmolojinin öncülerindendi. Bulaşıcı bir hastalığı diğerinden ayırt etmek için ilk Humoralizmi kullananlardan biriydi. Özellikle Râzî, çiçek hastalığını ve kızamığını iki hastalığın klinik karakterizasyonu ile ayırt eden ilk doktordu.

Râzî aynı zamanda “alerjik astımı” keşfettiği için bilinir. Alerji ve immünoloji üzerine yazılar yazan ilk doktordur. Râzî, 'merhem' kullanımını tanıttığı metinleri derleyerek ve yirminci yüzyılın başlarına kadar eczanelerde kullanılan harç, şişe, spatula ve phial gibi aparatları geliştirdiği metinleri derleyerek eczacılığın ilk uygulamalarına katkıda bulundu.

Müşfik, cömert ve çalışkan bir insan olan Râzî, öğrencileri ve hastaları ile ilgilenmediği zamanlarını hep okuyup yazarak geçirmiştir. Muhtemel olarak yoğun çalışma performansının bir sonucu olarak hayatının sonlarına doğru parkinson hastalığına yakalanmış gözlerine katarakt inmiştir. Hastalıkları sebebi ile doğduğu yer olan Rey'de 925 yılında vefat etmiştir.

3) Eczacı - Antoine Lavoisier


Antoine-Laurent de Lavoisier, Fransız kimyacı.

Yaşamında iki devrim görmüş bir kişidir. Devrimlerden biri, yüzyıllar boyunca "simya" adı altında sürdürülen çalışmaların, bugünkü anlamda, kimya bilimine dönüşmesidir. İkinci devrim, "1789 Fransız ihtilali" diye bilinir.

Oksijen (1778) ve hidrojenin (1783) tanınan ve adlandırılan kütlenin korunumu yasasının ilk versiyonunun flogiston teorisini açıkladığını, metrik sistemin kurulmasına yardımcı olduğunu, ilk kapsamlı element listesini yazdığını ve kimyasal reformun öncüsü olduğunu biliyoruz. Maddenin biçimini veya şeklini değiştirmesine rağmen, kütlesinin her zaman aynı kaldığını keşfetti. Lavoisier'in kimyaya olan temel katkıları, tüm deneyleri tek bir teori çerçevesine sığdırmak için bilinçli bir çabanın bir sonucudur. Kimyasal dengenin tutarlı bir şekilde kullanılmasını sağladı.

Fransa'nın jeolojik haritasının çıkarılması gibi etkinliklerden tarımda verimin yükseltilmesine uzanan pek çok uygulamalı bilim çalışmalarını düzenledi. Ayrıca o sırada bir tür abluka altında olan ülkesinin savunma ihtiyacı barutun üretim sorumluluğunu üstlendi. Genç bilim adamı bu kadarla da yetinmez; ilerde yaşamını yitirmesine yol açan bir işe, ülkenin bozuk vergi sistemini düzeltme işine el atar. Ama tüm bu uğraşlarına karşın Lavoisier, kendisini asıl ilgilendiren bilimden kopmamıştır; her fırsatta özel laboratuvarına çekilip deneylerini sürdürmekten geri kalmazdı.

2) Tarihçi - İbn-i Haldun


Ebu Zeyd Abdurrahman bin Muhammed bin Haldun el Hadramî veya tanınan kısa adıyla İbn-i Haldun, modern historiyografinin, sosyolojinin ve iktisatın öncülerinden kabul edilen 14. yüzyıl düşünürü, devlet adamı ve tarihçisi. Köklü bir aileden geldiği için iyi bir eğitim aldı. Tunus ve Fas'ta devlet görevlerinde bulunduktan sonra Gırnata ve Mısır'da çalıştı. Kuzey Afrika'nın o dönem istikrarsız ve entrikalarla dolu siyasal yaşamı 2 yıl hapiste yatmasına neden oldu. Bedevi kabilelerini çok iyi tanımasından dolayı aranan bir devlet adamı ve danışman oldu. Mısır'da 6 defa Maliki kadılığı yaptı. Şam'ı işgal eden Timur ile görüşmesi bir fatih ile bir bilginin ilginç buluşması olarak tarihe geçti.

Siyasal yaşamdan çekildiği dönemlerde adını tarihe geçiren 7 ciltlik dünya tarihi Kitâbu’l-İber ve onun giriş kitabı olarak düşündüğü Mukaddime'yi yazdı. Eseri, Arap dünyasında etki yaratmasa da Osmanlı tarih anlayışını derinden etkiledi. Başta Katip Çelebi, Naima ve Ahmet Cevdet Paşa olmak üzere Osmanlı tarihçileri Osmanlı Devleti'nin yükseliş ve çöküşünü pek çok defa onun teorileriyle analiz etti. Arap dünyasında yeniden keşfedilmesi ancak Arap milliyetçiliğinin gelişmeye başlaması ile oldu. 19. yüzyıldan itibaren ise Avrupalı tarihçiler tarafından keşfedildi ve eserleri büyük takdir gördü. Öyle ki Toynbee, aradan geçen yüzyıllardan sonra onun için şöyle dedi: "Herhangi bir zamanda, herhangi bir ülkede, herhangi bir zihin tarafından yaratılmış en büyük tarih felsefesinin sahibi".

1) Astronom - Galileo Galilei


Galileo Galilei, İtalyan astronom, fizikçi, mühendis, filozof ve matematikçi. Rönesans'ın bilimsel devrimine büyük katkıda bulunan bilim insanına “gözlemsel astronominin babası”, “modern fiziğin babası” ve “bilimin babası” gibi isimler takılmıştır. Gözlemsel astronomiye katkılarının arasında Venüs'ün evrelerinin teleskobik kanıtı, Jüpiter'in en büyük dört uydusunun keşfi (Galileo'nun uyduları adı verilmiştir), güneş lekelerinin gözlemi analizi bulunmaktadır. Galileo ayrıca uygulamalı bilim ve teknoloji alanında da çalışmış ve geliştirilmiş bir askeri pusula gibi başka aletler icat etmiştir.

Galileo, varlığını Ay'ın yüzeyindeki ışık ve gölge kalıplarından çıkardığı ay dağlarını ve kraterlerini bildiren ilk kişi oldu. Dağların yüksekliğini bu gözlemlerden bile tahmin etti. Bu onu, Aristoteles'in iddia ettiği gibi mükemmel bir alan yerine, Ay'ın “kaba ve düzensiz ve aynı zamanda Dünya'nın kendisinin yüzeyi gibi” olduğu sonucuna götürdü. Galileo Samanyolu'nu gözlemledi ve çok yoğun paketlenmiş çok sayıda yıldız buldu. Çıplak gözle görülemeyecek kadar uzaktaki birçok başka yıldızı buldu. Galileo, 1612'de Neptün gezegenini de gözlemledi, ancak onun bir gezegen olduğunu anlamadı ve onun hiçbir özel bilgisini almadı. Defterlerinde göze çarpan pek belirsiz loş yıldızlardan biri olarak görünüyor. 1617'de Ursa Major'da çift yıldız Mizar'ı gördü.

Reklam