-->

Dünya Tarihinin En Büyük 10 İmparatorluğu

Reklam
dünya tarihinin en büyük 10 imparatorluğu

İmparatorluk, kendi topraklarında oturan çeşitli milletleri egemenliği altında toplayan devlet biçimi. Bir imparatorluğun büyüklüğü; nüfusa, ekonomiye, süreye, kural türü ve hükümet gibi birçok faktöre dayanmaktadır. Belirli bir imparatorluğun toprak alanının hesaplanması tartışmalıdır. Tartışmalara rağmen tarihteki bilinen en büyük 10 imparatorluğu listeledik.

10) Akad İmparatorluğu (M.Ö. 2334 - 2150)

akad imparatorluğu

Akkad İmparatorluğu veya Akad İmparatorluğu, MÖ 2334 ile MÖ 2150 yılları arasında hüküm sürmüş, başkenti Agede (Akkad) olan, Sargon tarafından kurulmuş devlet.

Akkadlar, köken olarak Sami'ydi. Sümerler'in Mezopotamya'ya geldikleri sırada bölgede bir takım Sami kökenli kavimler vardır. Ancak, Akkad Devletini kuran Samiler, MÖ 2500 civarında, bölgenin orta kesimlerine geldiler. Akkad Devleti adını Sargon'un başkent olarak kurduğu Agede (Akkad) şehrinden almaktadır.

Akkadlar ile ilgili bilgiler, Susa, Gasur, Mari ve Tell Brak kazılarında bulunmuştur. Akkad Devletini kuran ve imparatorluk haline getiren kişi Sargon'dur. Sargon hakkında Akkad dönemi belgelerinde ve bu belgelerin daha sonraki dönemlerdeki kopyalarında bilgiler bulunmaktadır. Ayrıca Sargon ve torunu Naram Sin'e ait zafer abideleri, Manishistu Obeliski ve Şartamhari gibi Akkad dönemine ait belgeler bulunmaktadır. Şartamhani metinlerinde, Sargon ve torunu Naram-Sin'in seferlerine yer verilmektedir.

9) Ahameniş İmparatorluğu (M.Ö. 550 - 330)

ahameniş imparatorluğu

Ahameniş İmparatorluğu ya da Ahamenîler, MÖ 6. yüzyılda Büyük Kiros tarafından kurulan Pers devleti.

MÖ 550'de Persler Büyük Kiros önderliğinde birleşerek kuzeydeki Medler'i yıkmış ve bir devlet haline gelmişlerdir. Bundan sonra Kyros fetih hareketlerine girişmiştir. Bu fetihlerde ise Babil, Fenike gibi zengin yerleri fethedip ülkeyi zengin bir krallık haline getirmiştir. Urartu, Manna devletini, Lidya'yı ve Krezus'un servetini ele geçirip tüm Anadolu'yu hakimiyeti altında birleştirmiştir. Anadolu'yu ele geçirdikten sonra Babil'e saldırmış ve orayı da fethedip kendini Babil kralı ilan etmiştir. Bundan sonra ise Mısır'a saldırma hazırlıklarına başlamış, kuzeydoğuyu sağlamlaştırmak için İskit-saka imparatorluğu ile savaş yapmış ve bu savaşların birinde Kraliçe Tomris'in ordusuna mağlup olarak hayatını kaybetmiştir.

Yerine ise oğlu Kambis geçmiştir. Kambis devrinde Mısır fethedilmiş, Kartaca'ya kadar Pers ordusu ilerlemiş ancak Kartacalıları geçememiştir. Kambis döneminde İranlı kabileler ayaklanmışlardır, bunlar Gomata isimli bir Med rahibinin başını çektiği Mecusilerdir.

Kambis Mısır dönüşü ölmüş, yerine ise ünlü Pers İmparatoru I. Darius geçmiştir. İlk olarak kabile isyanlarını bastırmış ve çeşitli alanlarda devrim niteliğindeki hareketlere girişmiştir. I. Darius da fetih hareketlerine girişmiş, İmparatorluk sınırları doğuda Hindistan'a dayanmıştır. Kafkasya'ya doğru İskitlere karşı da sefer yapmış ama başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Daha sonra batıya yönelip, Trakya, Makedonya ve Ege'ye saldırıp buraları ele geçirmiştir.

8) Roma İmparatorluğu (M.Ö. 27 – M.S. 395/1453)

roma imparatorluğu

Roma İmparatorluğu, Roma Cumhuriyeti'nin Augustus liderliğinde MÖ 1. yüzyılda yeniden örgütlenmesiyle kurulan Antik Roma devletidir. Uzun yıllar Akdeniz çevresinde hüküm süren Roma İmparatorluğu, 375 yılındaki Kavimler Göçü'yle başlayan karışıklıklardan sonra 395 tarihinde doğu ve batı olmak üzere ikiye ayrıldı. İmparatorluğun batıdaki kısmı olan Batı Roma İmparatorluğu Kavimler Göçü'yle Avrupa'ya gelen Cermen kavimlerinin saldırıları sonucu 476 yılında yıkılmış, doğu kısmı da varlığını Doğu Roma İmparatorluğu veya Bizans İmparatorluğu olarak 1453'te Osmanlı İmparatorluğu'nun yedinci Padişahı II. Mehmet'in İstanbul'u fethine kadar sürdürmüştür.

"Roma İmparatorluğu" ünlü Latince Imperium Romanum'un Türkçesidir. Bu deyişte imperium sözcüğü bir bölge, vilayet anlamında kullanılmaktadır. Roma İmparatorluğu Avrupa'nın Romalıların egemenliği altında kalan kısmı için kullanılan bir isimdi, denilebilir. Aslında Roma kent sınırlarının aşılması ve yayılma politikası imparatorluk döneminden çok önce başlamıştı. Roma İmparatorluğu en geniş olduğu dönemde yaklaşık 5.900.000 km² büyüklüğündeydi. Avrupa tarihinin "klasik antikite" dönemindeki en geniş imparatorluğuydu.

7) Emevi Halifeliği (661–750)

emevi halifeliği

Emevîler veya Emevîler Halifeliği, Dört Halife Dönemi’nden (632-661) sonra kurulan Müslüman Arap devleti.Ali bin Ebu Talib’nin 661’de öldürülmesinden sonra başa geçen Emevîler, 750’de Abbâsîler tarafından yıkılıncaya değin hüküm sürdüler.

Emeviler hilafeti doğası gereği laikti. O dönemde Emevi vergi ve idari uygulamaları bazı Müslümanlar tarafından adaletsiz olarak algılanıyordu. Hıristiyan ve Yahudi nüfusun hala özerkliği vardı; Adli konularda kendi yasalarına ve kendi dini başkanlarına veya atamacılarına göre işlem görmüşlerdi, ancak merkezi devlet polisliği için kelle vergisi ödüyorlardı. Muhammed, yaşamı boyunca İbrahimî dini grupların cizye vergilerini ödemeleri koşuluyla kendi dinlerini icra etmesine izin verilmesi gerektiğini belirtmişti. Muaviye'nin karısı Maysum (Yezid'in annesi) de bir Hıristiyandı. Bu dönemde Müslümanlar ve devletin Hıristiyanları arasındaki ilişkiler istikrarlı idi. Emeviler, İmparatorluğun birçok başka yerinde olduğu gibi, Hıristiyanlığı devam ettiren Suriye'de kendilerini korumaktan endişe etmeden, Hıristiyan Bizanslarla sık sık savaşa karıştılar.

Arap kabileleri arasındaki rekabet, Suriye'nin dışındaki illerde, özellikle MS 680-692'de İkinci Müslüman İç Savaşı'nda ve 740-743'te Berberi Ayaklanması'nda huzursuzluğa neden olmuştu. İkinci İç Savaş sırasında Emeviler hanedanının önderliği ailenin Sufyanid kolundan Marwanid koluna geçti. Sürekli savaşlar, devletin kaynaklarını ve insan gücünü tükettiğinde, 744-747'deki Üçüncü Müslüman İç Savaşı'nda zayıflayan Emeviler, 750/132'de Abbasi Devrimi tarafından devirildi. Ailenin bir kolu Kuzey Afrika'dan Endülüs'e kaçtı ve burada 1031 yılına kadar süregelen Córdoba Hilafetini kurdu.

6) Çing Hanedanlığı (1644–1912)

çing hanedanlığı

Çing Hanedanı, 1644-1912 yılları arasında Çin'de hüküm sürmüş hanedandır. Kurucusu, Çin'in kuzeydoğusunda yaşayan Mançuların Aisin Gioro klanıdır; bu nedenle Mançu Hanedanı olarak da adlandırılır. Çin'in son imparatorluk hanedanıdır.

19. yüzyıl; ipek ve çay gibi ürünler satın almak isteyen Batılı ülkelerin etki alanlarına giren Çin'in imparatorluk otoritesinin zayıflamaya başladığı dönemdir. Qing Hanedanı; Batı'ya açılmayı önce reddetmiş, ancak teknolojik açıdan zayıf olduğu bir dizi savaşı kaybettikten sonra uluslararası ticarete kapılarını açmak zorunda kalmıştır. Hanedanlığa olan güven sarsılınca, 1850'de hem Hristiyanlıktan hem de Konfüçyüsçülükten öğeler taşıyan Taiping Ayaklanması başlamıştır. Sosyal bir devrim niteliği taşıyan hareket; toprak ağalığını kaldırmış ve eşitlikçi bir çizgi takip etmeye çalışmıştır. Ama liderleri kendi aralarında anlaşamayınca hareket zayıflamış ve 1864'te Mançular tarafından bastırılmıştır.

Zamanla artan yabancı karşıtlığı, 1900'da Boxer Ayaklanması'na önayak olmuştur. Gizlice Mançular tarafından da desteklenen ayaklanmaya yapılan uluslararası müdâhale; atmosferi iyice germiştir. Mançuların kendi çıkarları için kullandıkları milliyetçi hareket; hanedanlığın Batı'ya karşı etkisiz kalması nedeniyle halk gözünde kendilerinin de zor duruma düşmesine neden olmuş ve nitekim 1911'de sona ermiştir.

1 Ocak 1912'de Çin Cumhuriyeti'nin kurulduğu resmî olarak ilân edilmiştir. Sun Yat-sen'in liderliğinde Nanking'de geçici hükümet kurulmuştur.

5) Rus İmparatorluğu (1721–1917)

rus imparatorluğu

Rus İmparatorluğu veya Çarlık Rusyası, 1721 yılında kurulup 1917'deki Rus Devrimi'ne kadar var olmuş imparatorluktur. Rus Çarlığı'nın ardılı olmuş olan Rus İmparatorluğu, 20. yüzyılda Sovyetler Birliği olarak bir "süper güç" haline gelecek olan Rusya'nın çerçevesini oluşturmuştur. Dünya tarihindeki en geniş imparatorluklardan biri olmuş olan Rus İmparatorluğu, Britanya ve Moğol imparatorluklarının ardından en geniş sınırlara ulaşmış tarihteki üçüncü ülkedir.

1866'da toprakları kuzeyden Arktik Okyanusu'yle, güneyden Karadeniz'le, doğuda Alaska'yla, batıda Baltık Denizi'yle çevrelenmişti. Avrupa'daki son mutlak monarşilerden biridir. 20. yüzyılın başlarında Britanya İmparatorluğu'nun ardından dünyanın en geniş ikinci imparatorluğu durumunda olan Rus İmparatorluğu, 1914 yılında I. Dünya Savaşı patlak verdiğinde, 5 milyon kişiden oluşan ordusu ile Avrupa'nın beş büyük gücünden biri konumundaydı. Avrupa'nın en büyük askeri güçlerinden biri olmasına karşın savaşın halk üzerinde yol açtığı yıkımın ve İngilizlerin Çanakkale Cephesi'ni kaybetmesi nedeniyle müttefiklerinden yardım almamasının sonucu olarak 1917 yılında meydana gelen Rus Devrimi'yle tarihe karıştı. Yerine önce Rusya Geçici Hükümeti ardından Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti kuruldu.

Çar I. Petro'nun 1721 yılında bütün Rusların imparatoru (imperator) unvanını almış olmasına rağmen Rusya'nın imparatorluk olarak tanımlanmasını III. İvan'ın Novgorod'u fethi veya IV. İvan'ın Kazan'ı fethine kadar götüren görüşler de vardır. Başka bir bakış açısına göre de 1546'de IV. İvan'ın tahta çıkmasından sonra kullanılmaya başlanan Çarlık teriminin zaten o dönem içim imparatorluk terimine karşılık geldiği ve çarlık terimi yerine kullanılmaya başlanan imparatorluk'un çarlık kelimesinin yalnızca latinleştirilmiş eşanlamlısı olduğudur.

4) Moğol İmparatorluğu (1206–1368)

moğol imparatorluğu

Moğol İmparatorluğu, 1206–1294 yılları arası Orta Asya'da kurulmuş eski bir imparatorluk. İmparatorluk kurulma döneminde Asya'daki Cengiz Han idaresine boyun eğmiş Moğol ve Türk boylarının birleşiminden oluşuyordu.

1206 yılında Cengiz Han tarafından kurulan Moğol İmparatorluğu, kısa zamanda her yönde genişleyerek dünyanın %22'sine yayılmış, 34 milyon km2 den fazla bir alanı kapsayan ve tarihin bitişik sınırlara sahip en büyük imparatorluğu haline gelmiştir. En geniş döneminde 100 milyondan fazla kişiyi topraklarında barındırıyordu. İmparatorluğun bu denli geniş olması batı ile doğuyu birleştirmiş bu sayede İpek ve Baharat yollarında ticaret yapmak güvenli olmuş ve Pax Mongolica denilen barış dönemi yaşanmıştır. Cengiz Han'ın ölümüyle birlikte devlete Ögeday liderlik etmiş ve babasının fetihlerinin tamamlamıştır. 1260 yılında Memlukler tarafından Filistin'de Ayn Calut Muharebesi'nde ilk kez yenilgiye uğratıldılar. 1294'te Kubilay'ın da ölümüyle imparatorluk bölündü. Altın Ordu hanlığı (Cuci'nin Devleti), Çağatay Hanlığı (Çağatay'ın Devleti), İlhanlılar (Hülagû'nun Devleti), Kubilay Hanlığı (Tului ve oğlu Kubilay'ın Devleti) olmak üzere dört parçaya ayrıldı. Moğol İmparatorluğunun tamamen sona ermesi Kubilay Han'ın kurduğu Yuan Hanedanı'nın, Çinli Ming Hanedanı tarafından 1368'de yenilmesiyle olmuştur.

3) Babür İmparatorluğu (1526-1858)

babür imparatorluğu

Babür İmparatorluğu, günümüzdeki Hindistan ve çevresi üzerinde kurulmuş ve hüküm sürmüş Türk-Moğol kökenli devlet. Babür Şah tarafından 1526 yılında kurulan ve 17. yüzyılın sonu ile 18. yüzyılın başında imparatorluğun gücünün zirvesinde olduğu dönemde, Hindistan'ın büyük bölümüne hakim olan imparatorluğun nüfusunun o tarihlerde 3,2 milyon kilometre karelik bir bölge üzerinde 110 milyon ila 150 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. Babür İmparatorluğu'nun hakimiyet alanı, en geniş olduğu dönemde bugünkü Hindistan, Pakistan, Bangladeş ve Afganistan'ı kapsamaktaydı.

İmparatorluğun klasik döneminin, Ekber Şah'ın 1556 yılında tahta çıkması ile başladığı kabul edilir. Onun yönetimi altında, Hindistan, kültürel ve ekonomik ilerlemenin yanı sıra farklı dinlerden olanların uyumu açısından çok iyi bir konuma ulaşmıştır. Babür İmparatorluğu'nun beşinci imparatoru Şah Cihan'ın saltanatı, imparatorluğun mimarlık ve sanat alanında altın çağıdır. Agra'daki efsanevi Tac Mahal'in yanı sıra pek çok mükemmel eser onun döneminde yapılmıştır. Babür İmparatorluğu'nun, Evrengzib'in hükümdarlığı sırasında toprak genişlemesi doruk noktasına ulaştı. Onun döneminde 150 milyonluk nüfusu ile imparatorluk dünya nüfusunun dörtte birine hükmeder konumdaydı.

1739 yılında Nadir Şah güçleri tarafından Karnal Savaşı'nda mağlup edilen Babür İmparatorluğu, 18. yüzyılın ortalarından itibaren idari ve ekonomik olarak zayıflamaya başladı. Son imparator Bahadır Şah II'ın sadece şehir üzerinde otoritesi vardı. 1858 yılında bir isyan üzerine bölgeye müdahale eden İngiliz'lerce Babür İmparatorluğu'na son verilerek Hindistan, Büyük Britanya İmparatorluğu'na bağlanılmıştır.

2) Britanya İmparatorluğu 

britanya imparatorluğu

Britanya İmparatorluğu, Birleşik Krallık veya öncül devletleri tarafından yönetilen dominyonlar, sömürgeler, himayeler ve mandalar ile diğer bağımlı bölgelerden oluşan imparatorluktu. 16. ve 17. yüzyıllarda İngiltere Krallığı tarafından kurulan denizaşırı sömürgeler ve ticaret karakolları olarak başlamıştı. En güçlü döneminde tarihteki en geniş topraklara sahip devlet olmasının yanı sıra bir yüzyıldan fazla bir süre boyunca dünyanın en önde gelen küresel gücüydü. 1922'de 458 milyon kişi, yani dünya nüfusunun neredeyse dörtte biri, Britanya İmparatorluğu'nun egemenliği altındaydı ve toprakları 33.000.000 km2'lik alanı kapsıyordu. Bu derece geniş bir coğrafyaya hükmettiği için siyasi, dilsel ve kültürel kalıtı halen yaygın olarak devam etmektedir. Gücünün doruklarındayken, dünya geneline yayılmış toprakları nedeniyle her zaman en az bir bölgesinde gün ışığı olmasından ötürü "üzerinde güneş batmayan imparatorluk" olarak da tanımlanmaktaydı.

15. ve 16. yüzyıllardaki coğrafi keşifler boyunca İspanya ile Portekiz Avrupa'nın dünyayı keşfetme girişimlerinin öncüleriydiler ve bu süreçte denizaşırı imparatorluklar kurdular. Bu imparatorluklarda bulunan maddi servete kendileri de sahip olmak isteyen İngiltere, Fransa ve Hollanda; Amerika ve Asya'da kendi sömürge ve ticaret ağlarını kurmaya başladılar. 17. ve 18. yüzyıllarda Hollanda ve Fransa ile sürdürdüğü birkaç savaşın sonucunda İngiltere (İskoçya ile 1706'da yapılan Birlik Antlaşması'nın 1707'de yasalaşmasından sonra Britanya), önce Kuzey Amerika'da, East India Company'nin faaliyetleri sonrasında ise Hint altkıtasında baskın güç oldu. Bununla birlikte, 1783'te bağımsızlık savaşından sonra, imparatorluğun en yüksek ve en eski sömürgeleri arasında olan Kuzey Amerika'daki On Üç Koloni kaybedildi. Bu gelişme sonrasında Britanya'nın dikkati Afrika, Asya ve Büyük Okyanus'a yoğunlaştı. 19. yüzyılın başlarında, Napolyon Fransası'nın Devrim Savaşları ve Napolyon Savaşları'ndan mağlup ayrılmasıyla birlikte Britanya'nın, daha sonraları Pax Britannica ("Britanya Barışı") olarak adlandırılan yaklaşık bir yüzyıllık süreç boyunca herhangi bir dirençle karşılaşmadan süren bir öncülüğü vardı ve dünya genelinde topraklarını genişletmeye devam etti. Bu dönemde gerçekleşen Sanayi Devrimi de imparatorluğun ilerleyişinde pay sahibi olmuştu. Kendi sömürgeleri dışında, Asya ve Latin Amerika'daki çeşitli bölgeleri de ticari bakımdan gayriresmî olarak kontrol ediyordu. 19. yüzyılda nüfusun görece hızlı bir şekilde artması sonucunda yeni hammadde ve pazar arayışlarına girişilerek dünyanın farklı noktalarına keşifler düzenlendi ve özerk yönetilen dominyonlar kuruldu.

20. yüzyılın başlarında, gelişen Almanya ve Amerika Birleşik Devletleri ekonomileri, Britanya ile mücadele edecek seviyeye ulaşmaya başladı. Britanya ve Almanya arasında peşpeşe gelen askerî ve ekonomik gerilimler, I. Dünya Savaşı'nın en büyük nedenlerindendi ve Britanya, imparatorluğuna çok yüksek bir seviyede bağımlı olarak bu savaştan zaferle ayrıldı. Finansal bakımdan bu çatışmanın Britanya için gerilimli bir etkisi vardı ve savaştan hemen sonra imparatorluğun daha da genişlemesine karşın artık eşsiz bir sanayi ya da askerî bir güç değildi. II. Dünya Savaşı'ndan galip çıkmasına karşın, savaş boyunca Güneydoğu Asya'daki toprakların Japonya tarafından işgâl edilmesinden dolayı itibarının zarar görmesi nedeniyle Britanya İmparatorluğu'nun dağılması hızlandı. Savaşın bitmesinden iki sene sonra Britanya'nın en yoğun nüfuslu ve en değerli sömürgesi Hindistan bağımsızlığını kazandı.

20. yüzyılın geri kalanında Avrupa güçleri tarafından yapılan daha büyük bir küresel dekolonizasyon hareketi bağlamında imparatorluğun topraklarının çoğu bağımsızlığını elde etti ve bu süreç 1997'de Hong Kong'un Çin'e geri verilmesiyle sona erdi. Bağımsızlıktan sonra birçok eski Britanya sömürgesi İngiliz Milletler Topluluğu üyesi oldu. Günümüzde ise 14 bölge hâlâ Britanya'nın egemenliği altındadır; bunlar Britanya Denizaşırı Toprakları olarak adlandırılmaktadır.

1) Osmanlı İmparatorluğu (1299–1922)

osmanlı imparatorluğu

Osmanlı İmparatorluğu veya Osmanlı Devleti, 1299-1922 yılları arasında varlığını sürdürmüş Türk ve İslam devleti. Doğu Avrupa, Güneybatı Asya ve Kuzey Afrika'ya kadar topraklarını genişletmiş ve 16. yüzyılda dünyanın en güçlü imparatorluğu halini almıştır. En geniş sınırlarına 1683 yılında ulaşmıştır (5.200.000 km2).

Devletin kurucusu ve Osmanlı Hanedanı'nın atası olan Osman Gazi, Oğuz Türklerindendir. Devlet, Bilecik ilinin Söğüt ilçesinde kurulmuştur. Osmanlı Devleti'nin bağımsız bir devlet olarak tarih sahnesine çıkması yaygın kabule göre 1299 yılında olmuştur. Ancak Prof. Dr. Halil İnalcık ve bazı diğer akademisyenler, Osmanlı Devleti'nin 1299'da Söğüt'te değil 1302'de Yalova'da Bizans'a karşı yaptığı Koyunhisar Muharebesi sonrasında devlet niteliğini kazandığını iddia ederler. İstanbul ile sınırlı bir şehir devletine dönüşmüş olan Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu'nu yıkmış, bazı tarihçilere göre bu Yeni Çağ'ı başlatan olay olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu gücünün doruğunda olduğu 16. ve 17. yüzyıllarda üç kıtaya yayılmış ve Güneydoğu Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'nın büyük bölümünü egemenliği altında tutmuştur. Ülkenin sınırları batıda Cebelitarık Boğazı ve 1553'te Fas kıyılarına, doğuda Hazar Denizi ve Basra Körfezi'ne, kuzeyde Avusturya, Macaristan ve Ukrayna'nın bir bölümüne ve güneyde Sudan, Eritre, Somali ve Yemen'e uzanmaktaydı. Osmanlı İmparatorluğu 29 eyaletten ve özerklik tanınmış olan Boğdan, Erdel ve Eflak prensliklerinden oluşmaktaydı. Devlet zaman zaman denizaşırı topraklarda da söz sahibi olmuştur. Atlantik Okyanusu'ndaki kısa süreli toprak kazanımları Lanzarote (1585), Madeira (1617), Vestmannaeyjar (1627) ve Lundy (1655) bu duruma örnek olarak gösterilebilir.

Devlet altı yüzyıl boyunca Doğu dünyası ile Batı dünyası arasında bir köprü işlevi görmüştür. Hâkimiyeti altında bulunan topraklarda yaşayan halklar zaman zaman, toplu ya da yerel ayaklanmalar ile Osmanlı iktidarına karşı çıkmışlardır. Genel olarak din, dil ve ırk ayrımından uzak durduğu için yüzyıllarca birçok devleti ve milleti hakimiyeti altında tutmayı başarmıştır. Osmanlı İmparatorluğu, eski Türk örf ve adetlerinin ve İslam kültürünün yükümlülüklerinin doğrultusunda bir yönetim şekli belirlemiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nun siyasi yapısında ve hukuk kurallarının oluşumunda İslam dininin belirleyici bir rol oynaması, Osmanlı İmparatorluğu'nun "İslam devleti", dolayısıyla bir "din devleti" olarak nitelenmesine neden olmuştur.

Osmanlı İmparatorluğu dönemi bazı tarih uzmanlarınca Osmanlı Hanedanı'nın ve saray erkanının, Rum kadınlarla ve diğer Slav Hristiyan halklardan (Sırplar, Bulgarlar, Arnavutlar gibi) kadınlarla evlilik yapması, iskan politikası sebebiyle devşirilen Hıristiyan çocukların Türk-İslam örf ve gelenekleri ile yetiştirilip yeniçeri ordusuna ve devlet kurumlarına alınmasıyla beraber, Türk tarihinin Roma-Doğu Roma tarihi ile kaynaştığı dönem olarak görülür. Arnold Joseph Toynbee gibi bazı tarihçiler Türkiye'nin tek ardıl devlet sayılması gerektiğini savunurlar.

Türkiye Büyük Millet Meclisi 3 Mart 1924'te Osmanlı Hanedanı'nın Türkiye'den sürgün edilmesi kararını aldı. Günümüzde hanedan ile soy bağı olanların bir kısmı Türkiye'de, bir kısmı ise yurt dışında değişik ülkelerde yaşamaktadır. 2009'dan 7 Ocak 2017'deki ölümüne dek Osmanlı Hanedanı'nın başı ve Osmanlı tahtının sahibi Abdülmecid Efendi'nin büyük torunu Bayezid Osman'dı. Hanedanın şu anki lideri Dündar Osmanoğlu'dur.

Reklam